Salı, Eylül 23, 2008

Özeleştiri

Kurtlar Vadisi'nden yıllarca imtinayla kaçtım, küçümsedim. Her bölümde silahların patladığı, onlarca insanın öldüğü bir dizinin yayınlanmasını hep eleştirdim, ben böyle şey izlemem kardeşim dedim. Çoluğa çocuğa kötü örnek oluyor, kültür düzeyi düşük alt gelir grubu yeni yetmeleri beyaz gömlek-siyah pantalon sokaklarda Polatvari dolanıyor deyip durdum. İzlemiyor olmaktan ve bunu ifade etmekten de içten içe gurur duydum.


Fakat sonradan farkettim ki mesela Pulp Fiction'ı gözümü kırpmadan izliyorum. Kill Bill serisini top ten listeme koymuşum, Fight Clup en çok seyrettiğim ve milyon kere de izlesem bıkmayacağım film olmuş, Matrix serisini ezberlemişim vs vs vs. Şu saydığım toplam 8 filmde sıkılan kurşun sayısı ve görülen kan hacmi herhalde Kurtlar Vadisi'nin tüm bölümlerinin toplamından daha fazladır.


Trinity'ye, Beatrix Kiddo'ya özenmedim mi, elbette özendim ama hiçbirini izledikten sonra elime silah / kılıç alıp birilerini öldürmeyi düşünmedim.

Demek ki Kurtlar Vadi'siyle gerçek sorunum dizide silahın yaygın olarak kullanılması değilmiş, başka bir şeymiş.


0 yorum: