Çarşamba, Eylül 28, 2011

Canlandırmak lazım -mı acaba-?

Ölü toprağı serilmiş gibi oldu blogun üstüne. Terkedilmiş sevgili gibi tasavvur ediyorum burayı biraz.

Başlarda uzaktan uzaktan takip ediyordum "blogging"i. Sonra biraz da arkadaşların araya girmesi ve zorlamasıyla tanıştık kendisiyle. İlk bir iki buluşmanın ardından vay be dedim, keyifli olmaya başladı bu iş. Uzun vadeli bir ilişki olacak gibiydi. Her gün görüşemesek de ayda 2-3 kez mutlaka biraraya gelirdik. Güvendim kendisine, hayatıma aldım, içimi döktüm, planlarımdan bahsettim. Allah var, o da hep sabırla dinledi beni. Anlatırken düşünmemi, kafamı toparlamamı sağladı. Ama zamanla ilişki eski heyecanını kaybetti. Biraz ara verelim dedim. Aslında bir kaç kere uğrayıp iki laf etmek istedim ama son anda vazgeçtim. Bunları yazarken anlıyorum ki, bu ilişki tamamen bitmiş. Zorlamanın anlamı yok. Başka biri mi var diye düşünülmesin, twitter, tumblr, friendfeed felan da yok hayatımda. Hani denir ya, sorun sende değil ben de diye. Yazmak/paylaşmak istemiyorum artık. Daha doğrusu eskisi kadar yazmak istemiyorum.

Bir müddet daha aklıma geldikçe arayıp, laflarım. Araya mesafe girmiş iki eski dost gibi görüşür, olanı biteni kısaca özet geçerim. Hatta hazır gelmişken anlatayım bari. Kız iyi, 13 aylık oldu. Yürümeye başladı. Ufaktan konuşmaya da başladı. Aç, al, anne, baba, annanne, teyze, karpuz, artist, attım, Ayşe Abla felan diyor. Şu aralar en favori oyunu saklambaç. Dans etmeye bayılıyor, en ufak müzikde bile hemen kıvırmaya başlıyor. Geçen hafta eğitim için 2 günlüğüne şehir dışına çıkmak zorundaydım. İlk kez geceyi ayrı geçirdik. Babası da Ankara'daydı. Babaanne ve bakıcı ablasıyla kaldı. Ben dokunsan ağlayacak haldeydim ama Simi'nin keyfi gayet yerindeymiş, hiç sorun çıkartmamış, beni hiç aramamış. Bu duruma hem bozuldum hem de sevindim. Zira önümüzdeki günlerde yurtdışına da çıkmam gerekecek. Koca da iyi sayılır. Doktorayı bitirmek için 1 ay süresi kaldı. Kadro açılmadığı için okuldan ayrılmak zorunda, başka bir kuruma geçiş için uğraşıyor şu sıralar. Bekliyoruz bakalım. İşler de yolunda, çok şükür ciddi bir sıkıntı yok.

İyi oldu, uğrayıp anlattığım. Kendimi kötü ve vefasız hissediyorum. Bir daha ne zaman geleceğim konusunda kesin bir şey söyleyemem, belki gene aylarca hiç uğramam ama beni anlayacağını ve yargılamayacağını biliyorum blogger.

:)