Çarşamba, Eylül 16, 2009

Adrasan (Çavuşköy)

Bu yaz işler karıştı.

Kenya'ya mı gitsek, Moğolistan'a mı gitsek diye hayaller kurar iken (zira aylık gelirimizi düşününce buralar ancak "hayal" olabilirdi), Avrupa taraflarına gitmek daha karşılanabilir duruyordu. İspanya mı, İtalya mı, İngiltere mi diye haftalarca turlara baktım, ülkeleri araştırdım, konaklama olanaklarını araştırdım vs neyse biz İngiltere'ye bireysel gidip, araç kiralayıp, 8-10 günlük Londra+Edinburgh yapalım dedik. Biz bunu dedikten 3 gün sonra eşimin hocası eşime 6 ay veya 1 seneliğine Almanya'ya doktora için gönderelim dedi. Dolayısıyla biz İngiltere'ye gitmekten vazgeçtik. Hannover üniv'le yazışıldı, çizişildi vs derken askerlik uzayacak dedikosu çıktı. Bizi (özellikle de anneleri) aldı bir telaş. E bir yanda da ilerliyor yaş, boşver dedik yurtdışını, askerliği aradan çıkart! Nihayetince kocam Aralık'ta askere gitmek için dilekçe vermeye karar verdi.

Tatil için kafa yormaya başladığımızda aylardan Şubat idi, hiçbiryere gidemeyeceğimizi anladığımızda ise Ağustos gelmişti :) Bünye iyice yorulmuştu, kısacık da olsa bir şeyler yapmak şart olmuştu. Çalştığımız yerlerdeki insanlar çoktan tatil programlarını felan yaptığı için ancak Eylül ayının 2. haftası izne çıkabildik ve olabilecek en sakin tatili yapmak için geçen hafta daha önce hiç gitmemiş olduğumuz Adrasan'a gittik.

Ve ben oraya aşık oldum!

Uzatmıyorum ve sözü fotograflara bırakıyorum:

Adana'dan Antalya'ya arabayla gittik, sabah 10 gibi yola çıktık, 10 saat sonra Adrasan'daydık. Gittiğimizde muhteşem bir dolunay vardı gökyüzünde:


Adrasan'da güneş denizden doğuyor :) Sabah 06:43'de odanın balkonundan manzara şu şekildeydi:


Konakladığımız otel koyun tam ortasında, sahile çok yakındı (yaklaşık 15 adım). Akşamüstü iskeleden otelin görüntüsü (Bahçedeki ağaçların arkasında kalan beyaz bina):


Otelle ilgili bir kaç bilgi de vereyim. Atıcı 1'de kaldık. Bir aile oteli ama butik otel tarzında değil. Koyun tam ortasında olduğu ve denize yakın olması nedeniyle konum açısından çok avantajlı. Ön odalar denize, arka odalar çam ormanına bakıyor. Biz 3. katta deniz manzaralı 28 no'lu odada kaldık. Manzara muhteşemdi, 1. ve 2. katlarda pek manzara görünmüyor, ağaçlar kapatıyor. Eğer 2 aile gidecekseniz 27-28 no'lu odaları alın, zira bu odaların ortak, kocaman bir balkonu var. Kardeşim de bizimle gelmişti ve o 27 no'lu odada kaldı. (Not: 27-28 nolu odalar çift kişilik. Ayrıca 3 kişilik odalar da var). Odalarda klima ve banyo mevcut, 24 saat sıcak su var. Aşırı konfor aramıyorsanız, Atıcı 1 kesinlikle tavsiye olunur. Biz oda+kahvaltı konakladık, böylece koydaki diğer pansiyonların restoranlarını da deneme şansımız oldu.

Sezon sonu olması ve Ramazan'a denk gelmesi nedeniyle Adrasan neredeyse boş sayılırdı. Tüm koy bize ait gibiydi :) Gerçi dediklerine göre sezonda da aşırı kalabalık değilmiş.

Bu arada, deniz hemen derinleşiyor. Kıyıdan 4 adım sonrası boy. Müthiş berrak bir su var. 3-4 adam boyu yerde bile dibi net olarak görebiliyorsunuz. Söylemeden geçemeyeceğim, dipte deniz yıldızı ararken, kendi halinde dolanıp yüzen caretta caretta gördük. Muhteşemdi.


Koyun başında denize bağlanan bir dere var. Bir kaç öğleden sonramızı o dere üstünde yerleştirilmiş olan çardak-restoranlarda uyuyarak, kitap okuyarak ve ördeklere ekmek atarak geçirdik.



İşte gerçek anlamda "ekmek kavgası" :)


Bu da naçizane ilk panaromik çalışmam, biraz ince uzun oldu. Üstüne tıklayıp büyütmek gerekiyor.


Bir öğleden sonra da Olimpos'a geçtik (zaten çok yakın). Yıllar önce Olimpos'a gitmiştim ama o dönem Adrasan'a geçmemiştim. Kadir'in meşhur ağaç evlerinde eğitmenlik-rehberlik yapan bir kaç arkadaşımız vardı, onlara da uğradık.


Bu arada Olimpos'ta bir başka pansiyonda Endişeli Peri'yi ve oğullarını gördüm :) ama rahatsız etmedim. Çardak altında çok huzurlu görünüyorlardı.


Son olarak, Adrasan'la ilgili bir kaç küçük bilgi:

- Antalya'ya uzaklığı yaklaşık 1,5-2 saat. Kemer'den Kumluca istikametine giderken bir sapaktan dönmeniz ve 20 dk. kadar aşağıya inmeniz gerekiyor.

- Eğlence, gece hayatı felan arıyorsanız, Adrasan'a gitmeyin. Adrasan emekli yeridir, sakindir. Akşamları koyu boydan boya yürümek (ki başından sonuna yaklaşık 45 dk. sürüyor) ve koy boyunca sıralanan pansiyon-restoran-barlardan gelen hafif müzikleri dinlemek dışında bir eğlenceniz olmayacak :) Yürümek yerine bisiklet kiralamayı da tercih edebilirsiniz.

- Adrasan'da yaşlı İngiliz turistler ağırlıkta. 20 sene evvel İngiltere'de bir tur acentası Adrasan'ı portföyüne koymuş. Adrasan'a gelen ve koyun sakinliğini ve temizliğini gören İngilizler daha sonra başka yere gitmez olmuşlar. Daimi yerleşenler bile olmuş.

- Koyda herhangi bir banka/bankamatik yok. Çavuşköy içinde bir Ziraat Bankası atm'si var. Diğer bankalar için Kumluca'ya gitmeniz gerekir. Bizim kaldığımız otelde kredi kartı geçiyordu ama bazı restoranlar "cash only" idi. Bu arada, restoranlar da öyle aşırı pahalı değil. Kişi başı 10 liraya karnınızı doyurabilirsiniz.

-