Salı, Mart 10, 2009

Bu sefer gerçekten korkmaya başladım

Babam emekli bir TUBİTAK personeli. Çocukluğum TUBİTAK koridorlarında geçti. Kendisi, çok değerli bilim insanlarının yanında sıradan bir memur olarak çalışmanın ezikliğini yaşadı hep. Aklımın ermeye başladığı dönemden beri beni bilime, bilimsel düşünceye, akademisyenlere saygı duyarak, gıpta ederek yetiştirdi. İlkokul çağlarından beri Bilim Teknik eve her ay girebilen tek dergiydi. En büyük emeli birgün benim de hurafelere, dogmalara, hacı hoca safsatalara kulan asmayan, bilimi temel alan, aydınlık bir Atatürk çocuğu olmamdı. Çok şükür ki bunu nispeten de olsa başardım.

Bugün öğrendiğim haber ben ve benim gibi Bilim Teknik'i kendine referans almış pek çok kişinin beyninde eminim ki bomba etkisi yarattı. Milyonlarca bilimsel kanıta sahip olan Darwin teorisinin ülkenin en uzun soluklu, en saygın bilim dergisinde sansüre uğradığı düşüncesi geleceğe dair endişelerimi biraz daha derinleştirdi.

Olayın sebebinin sansür olmadığını, konunun tamamen teknik bir sebepten kaynaklandığını, Nisan sayısının derginin adına ve saygınlığına yakışır şekilde "Darwin Teorisi" ile ilgili çok daha geniş ve kapsamlı bilgilerle basılacağı konusunda açıklama yapmalarını ümit ediyorum.

not: Yukarıdaki yazıyı aynen e-posta ile kendilerine de gönderdim.

Edit 12.03.09 Perşembe; TUBİTAK'ın konuyla ilgili açıklaması şurada.

Açıkcası, devlet kurumu tarafından çıkartılan bir dergide, Dr. Atakuman’ın kimseye bilgi vermeden, 3 gün içerisinde kafasına göre içerik ekleyip bastırtabileceğine ben pek inanmadım. Öte yandan “evet biz Darwin’i sansürledik” demelerini de beklemiyordum.
Mart sayısını almamakla birlikte, “Darwin” sayısını sabırsızlıkla bekleyeceğim.

3 yorum:

Tabiat Ana dedi ki...

bizde bu sabah haberlerde izledik doğrusu gerçekten hayret verici??!!

CHROMA dedi ki...

Son 3-5 yıldır ülkede yaratılmaya çalışılan endişeli havaya pek kapılmamış, gerçekçi olmadığını düşünmüştüm. Ama bu konu çok ciddi. Bu sayıyı değiştirten, dergiyi hazırlayanların bir kısmının görevine son veren, bir kısmını da istifa etme noktasına getiren kişiler de "prof." ünvanlı akademisyenler. Ve belli ki bu akademisyenler evrim teorisini sadece "yaradılış" kavramına indirgemiş, teorinin ne demek istediğini bilimsel anlamda hiç incelememişler.
Enteresan olan bir diğer nokta da, üst kurulun dergi basılana kadar içerik hakkında hiç bilgi sahibi değilmiş de, sanki herşey bittikten sonra görmüşler gibi davranılması.

Engizisyon da Galileo'ya inanmamıştı ama hangi tarafın haklı olduğu ortada, değil mi?

lunawar dedi ki...

"Son 3-5 yıldır ülkede yaratılmaya çalışılan endişeli havaya pek kapılmamış.."tım ben de sizin gibi.. su akar yolunu bulurdu nasıl olsa..
haberi televizyonda gözlerim dolarak izledim..
kendimi birey gibi özgür gibi hissedemedim bir an.. "had"dini bilmeyenler tarafından "hak"kı yenenleriz ne yazık ki.. cumhuriyeti savunurken tutsak olacağız sanırım.. çünkü hep demokrasiden, hep çok seslilikten dem vuruyoruz.. "sus otur yerine" demek bizlere göre değil..
korkuyorum..