Pazartesi, Şubat 18, 2008

Aysel Gürel

Cuma, Şubat 01, 2008

Alışveriş yapmak, para harcamak, tüketim çılgınlığına bir miktar katkıda bulunmak istiyorum

Deli gibi alışveriş yapmak, kendime bir sürü şey almak istiyorum! Elbiseler, etekler, çizmeler, eldivenler, kolyeler, yüzükler, sabunlar, kremler, rujlar, çoraplar, ev cicileri, aksesuvarlar, nevresim takımları, sepetler, aynalar, örtüler, bardaklar, çiçekler, gömlekler geçiyor kafamdan ama akşam servise binip de eve doğru giderken "poff" diyorum, kim gezecek şimdi! Eve gideyim de dinleneyim biraz diyorum. Eve girdikten sonra da tekrar çıkamıyorum, üşeniyorum. Sonra haftasonu geliyor, uyan, kahvaltı hazırla, evi topla derken saat geçiyor, bi bakıyorum akşam olmuş :) Sonra aniden yine pazartesi oluyor, yine iş-ev döngüsü başlıyor. Ben galiba birşeyleri yanlış yapıyorum. Haftada 4 gün çalışanlara özeniyorum, şehir merkezinde çalışıp da öğlen arasında kaçamak yapabilenlere özeniyorum.

Arada şevke gelip dolaşıyorum çarşıları ama bu sefer de ya içime sinmiyor, ya ürünün etikette yazan rakamı haketmediğini düşünüyorum, ya da "gaza gelme, evi doldurma" diye kendimi telkin ediyorum vs derken bi bakıyorum elim bomboş :) Ama ne hikmetse aysonunda kredi kartı borcu gene umduğumun üstünde geliyor! Ben galiba birşeyleri yanlış yapıyorum.

Harcamaların önemli bir kısmını taksitler oluşturuyor tabi, malum evlendik 7 ay önce. Bir miktarda hediyelere giden para var, doğumgünü, yıldönümü, yılbaşı, anne günü, baba günü bitmek bilmiyor ki :) "Hanım" diyor kocam, "hediye almayı kessen zengin olacağız biz" diyor. Haklı, ama seviyorum ki ben hediye almayı :) Daha doğrusu hediye vermeyi.

Nihayetinde koca bir indirim sezonu geçiyor ama ben benden başka herkese birşeyler almış olarak sezonu kapatıyorum. Ben galiba birşeyleri yanlış yapıyorum :)