Salı, Eylül 11, 2007

Tez elden bitmesi geken bir Tez

En önemli iki düsturum:
- İstersem yaparım (vice versa),
- Kendini düşünmeyeni ben hiç düşünmem,

Eğer ben bir prof olsaydım ve yüksek lisans öğrencim olan kişi senenin başında "eylül-ekim gibi bitirmek istiyorum" demiş olmasına ve aradan aylar geçmiş olmasına rağmen hala en ufak bir tez girişi bile hazırlamamış olsaydı içim gayet rahat bir şekilde "isteseydin hazırlardın, kendini düşünmüyorsan ben seni hiiiç düşünmem" diyebilirdim. Nitekim danışman hocamın da bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilme hakkı var ama tabi önce beni görebiliyor olması -daha doğrusu benim kendisinin yanına gidebiliyor olmam- lazım, di mi? (Aklımdayken yazayım, aldığım bir sene uzatma ile yüksek lisansı bitirmem gereken tarih Şubat 2008)


Sorun şu ki ben tez felan yazmak istemiyorum. Yemek yapmak istiyorum, yatıp uyumak istiyorum, köye yerleşmek istiyorum, ata binmek istiyorum, kedi sevmek istiyorum, öyle boş boş bakınmak istiyorum ama tez yazmak istemiyorum. Üniversiteden mezun olurken yüksek lisans yapamamış olmak içimde ukte kalmıştı. Bir önceki işyerimde yüksek lisansa başlayabilmek için gece çalışmayı kabul etmiştim ama geceden yer değiştirebileceğim kimse olmadığı için başlayamamıştım. Burada da işlerin toparlanmasını bekledikten sonra başladım yüksek lisansa (mezun olduktan 5 sene sonra) ama işyerine kabul ettirene kadar canım çıktı. Ders aşamasında hafta içi okula gidip haftalık çalışma saatini tamamlamak için hafta sonları işe geldim. Bu yüzden çok sevdiğim tırmanıştan bile vazgeçtim. Cumartesileri sabahın 5inde kalkıp servise bindim. Bu kadar şeye katlandıktan, yüzüp yüzüp kuyruğuna geldikten sonra böyle hevesini kaybetmek, istemiyorum felan demek akla mantığa sığmıyor ama durum böyle. Aslında böyle olmasının en önemli sebebi yaptığım çalışmaların olumlu sonuç vermemiş olması, tekrarlanabilirliklerin çok kötü oluşu ve hedefe ulaşamamış olmam.
Sevgili eşime göreyse (ki kendisi de bir akademisyen) henüz tam olarak sıkışmamışım, hala rahatmışım, ondan böyle gevşek davranabiliyormuşum :)

4 yorum:

Yavuz dedi ki...

Sevgili Chroma, akademik açıdan baktığında olumsuz sonuç da bir sonuç olduğundan eşinizin fikrine katılıyorum. Yeteri kadar sıkışmış bir lisansüstü öğrencisinin performansı kendisini bile şaşırtacak kadar yüksek olacaktır. Bunu dizel araçlara benzetirim ben. Motorin yüksek basınç ve sıcaklıkta kıvılcımsız alev alır bilirsiniz.
Şubat 2008 demiştiniz değil mi? 3 ay kadar sonra aynı konuda bir yazı daha bekliyorum sizden. 5 günde (deneysel süreç hariç) biten yüksek lisans tezleri bilirim.

sırname dedi ki...

inşallah benim tezimde , ivme kazanır ve biter. ondülan bir grafik çiziyorum. 3 gün iyi çalışıyorsam, 1 hafta çalışmıyorum. ilginç bir durum. gerçekten de yumurtanın kabuğa dayanma meselesi herhalde. umarım bitiriziz tezlerimizi

Adsız dedi ki...

ben çalışamıyorum. Çalışmak istemiyorum, öyle kötü hissediyorum ki , sıkıştıkça da çalışılmıyo, sıkışılmadan da çalışılmıyor. Bıktım, bunaldım, öğrendiğim tek şey, tez çabuk bitirilmesi gereken birşey, uzadıkça bitmiyor çünkü...

CHROMA dedi ki...

sevgili isimsiz,
haklısın, tez çabuk bitirilmesi gereken bir şey. Hatta sanırım o yüzden adı "TEZ" :))
Daha sonra ki yazılarımı okuduysan görmüşsündür ki, ben bitirip teslim ettim. Ama şunu kabul et ki, asla tam anlamıyla bitmiyor. Hep eksik birşeyler kalıyor, daha doğrusu yazana öyle geliyor.